17 Temmuz 2008 Perşembe

Tek merkezden atılan manşetler

Bugünün gerçeğini iyi anlamak için dünü iyi hatırlamak gerekir.
Bugün Ergenekonculara kol kanat gerenler, daha dün Bülent Ecevit'i başbakanlık koltuğundan uzaklaştırmak için el ele vermişti.
O tezgâh içinde kimi aktif komutanlar, kimi emekli generaller, iş dünyasının önde gelen isimleri ve elbette kaçınılmaz olarak medya vardı.
Medya o zaman tek bir grubun fiili denetimi altındaydı, buna SABAH da dahildi.
Tek merkezden aynı manşetler atılıyordu.
Özel bir hastaneye yatırılan Bülent Ecevit'in sağlığı hakkında ipe sapa gelmez haberler manşet oluyordu.
Ne pisliği, ne bisküviyle beslenmek zorunda kalışı, ne tırnaklarının uzunluğu kalmıştı.
Rahşan Ecevit müdahale edip kocasını o hastaneden kaçırıp kurtarmasaydı, bir nevi darbeye tanıklık edecektik.
Aynı aktörler, aynı suç ortakları bugün yine devrede.
Ergenekon soruşturmasını yerle bir etmek için kolları sıvamış durumdalar.
Geçmiş biraz kazınırsa hepsinin gerçek yüzü ortaya çıkacak, bunun telaşı içindeler.
Her darbenin suç ortağı, tahrikçisi ve zemin hazırlayıcısı rolünü oynamaktan son derece mutlular.
Şimdi de normalde hiçbir ortak yanları olmaması gereken isimlere kol kanat germe çabası içindeler, çünkü onların önde gelen isimleriyle baş başa yenilmiş yemekler, gönderilip alınmış mesajlar var.
"Ergenekon'dan bir şey çıkmayabilir" deniliyor, mümkündür.
Bu ülkede Jandarma Genel Komutanı'nın uçak kazasında ölümünün üzerindeki esrar perdesi de kaldırılamadı, Özdemir Sabancı Suikastı'nı kimin sipariş ettiği de...
Yakın tarihi faili meçhul cinayetlerle dolu bir ülkede medyanın bu cinayetlerin sorumlularının peşine düşmek yerine, savcı avına çıkması ibretlik bir durumdur.
Onlar Hrant Dink'i maceraperest üçbeş gencin öldürdüğüne, Danıştay baskınını türbana kızan bir fanatiğin gerçekleştirdiğine inandırmak istiyor sizi.
Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ise oraya kazayla düşmüş gibidir.
Bunların hesabını soramazlar çünkü boğazlarına kadar bu işlerin içindeler.
Önce Ecevit'e neler yaptıklarını anlatsınlar, sonra bugünü ayrıca konuşuruz.

Hiç yorum yok: